Limanların özelleştirilmesine ilişkin İYİ Parti’den büyük tepki!

ERHAN USTA (Samsun) – Yani hem burada Arif Nihat Asya’ya övgüler düzeceksiniz hem de onun, bayrak şairi olan yani ismini aldığı, unvanını aldığı şiirini kitaplardan çıkaracaksınız; bunu anlamak mümkün değil, buna bir açıklama getirmeleri gerekiyor.

Malum, bir kanunu görüşmeye dün itibarıyla başladık. Bu kanunun çok önemli maddelerinden bir tanesi bu limanların özelleştirilmesinin, daha doğrusu işletme hakkı devirlerinin uzatılmasına ilişkin hükümdür. Şu anda konunun ne olduğunu tam bilmeyen vatandaşlarımız vardır belki, bir miktar bilgi verelim, burada yapılmak istenen olay şu: 18 tane liman var, bunlar devletin limanları.

Değişik zamanlarda bunların işletme hakkı özel sektöre devredilmiş, özelleştirilmiş. İşletme süresi en yakında bitecek olanınki 2027 bitecek, daha beş yıl var. En uzak olanınki de zannediyorum 2054’te bitecek. Şimdi, bu Hükûmet şöyle bir şey yapıyor: Bir kanun getiriyor, şimdi bu kanunla -bu sürelerde kabaca otuz yıl olarak verilmiş- bunların hepsinin istemeleri durumunda kırk dokuz yıla uzatmayı öngörüyor. Burada bir defa Anayasa’ya aykırılık var -işin o kısmında da değilim, onu arkadaşlar izah ettiler- mevcut yapılan işlerin yasaya uygun olmadığını da biliyoruz, o da bir yanda var fakat burada bizim anlayamadığımız konu -ve ısrarla bunu soruyoruz, dün Komisyon Başkanımıza da sorduk- bunların sürelerinin bitmesine en az olana beş yıl var iken niye acele ediyorsunuz? Bu acele nedir, bunu niye getiriyorsunuz? Bu bir. İkincisi, niye bununla ilgili bir ihale yapmadan, rekabet ortamı oluşturmadan bu işlemi yapıyorsunuz? Bir yandan “Türkiye hızlı kalkınacak, ihracatımız artacak; bu pandemi bize lojistik imkânlar verdi, fırsatlar verdi, bu fırsatları değerlendireceğiz. 500 milyar dolar ihracat…” diyorsunuz, bunun anlamı nedir? Limanlarımız çok daha fazla değer kazanacak. Ya, daha bunun süresine beş yıl, on yıl, yirmi yıl varken, bu süreleri beklemeden bu acele niye? Bir şeyi yağmalamaya mı çalışıyorsunuz?

Bu yağmalama zihniyetidir. Yani Şevki Yılmaz’ın sözlerini ben hiç ciddiye almamıştım, çok kınamıştım ama burada Şevki Yılmaz’ın söylediklerinin arkasında duran bir tavır görüyorum ben AK PARTİ Grubunda. Sayın Başkan, bu kabul edilemez. Ne diyor Şevki Yılmaz? “Ya, iktidar gidiyor, bu paraları kime bırakacaksınız? Altınları, şunları bunları harcayın.” diye apaçık bir şekilde söylemiş. Şimdi aynı zihniyetle, bir yağmalama zihniyetiyle bir şey yapılıyor. Tekrar soruyorum arkadaşlar: Bir: Bu acele niye? Niye bunları bugünden yapıyorsunuz? İki: Niye açık ihaleyle yapmıyorsunuz? Rekabet ortamını oluşturalım. Bu insanlar zaten bir kısmını kullanmış, diğerleri de süresi bittiğinde… Niye kırk dokuz yıla uzatıyorsunuz? Bir başkasına verelim, daha iyi fiyatla verelim.

Bakın, Sayın Başkan, belki de ilk kez Türk kamuoyunun gündemine gelecek bir konuyu buradan bu vesileyle açıklamak istiyorum. Yıl 2004, Devlet Planlama Teşkilatına Ulaştırma Bakanlığı tarafından bir yazı geldi, Atatürk Havalimanının işletme -yap-işlet-devretle yapıldı, biliyorsunuz- süresinin 2005’in ortalarında biteceği ifade edildi ve “Bu sürenin bitmesine dokuz ay var, 2005’in ortasında bitiyor, bu kısa süre içerisinde ihale yapma imkânı yoktur. Mevcut işletmeciye yirmi yıllığına tekrar bir süre uzatımı yapalım.” denildi.

O yazıda bedel olarak gelen rakam da 500 milyon dolardı arkadaşlar. “Yirmi yıl süre uzatılması yapalım, ihale yapmayalım, 500 milyon dolarla bunu mevcut işletmeciye verelim.” denilmişti. Devlet Planlama Teşkilatı olarak biz buna karşı durduk -o zaman tabii Yüksek Planlama Kurulu var, o zaman AK PARTİ hukuktan biraz korkuyordu, çekiniyordu yani işte bürokratların imzası olmadan YPK, kararı imzaya açabilirdi ama riskli görüyordu. Şimdi, şu anda öyle bir şey yok, zaten o nedenle kökten YPK’yı da kaldırdılar, Devlet Planlama Teşkilatını da kaldırdılar- biz buna direndik ve en sonunda… Tabii, yazışmalar oldu, Ulaştırma Bakanlığı dedi ki: “Orada bir gün bile işler durursa bunun vebalinin altından kalkamazsınız.” Biz dedik ki: “Kardeşim, yirmi yıl önceden bunun ne zaman biteceği belli. Yeni iktidar değilsiniz, iktidara 2002’nin sonunda gelmişsiniz, iki yıldır görevdesiniz…

“Bugüne kadar niye uyudunuz, niye zamanında yapmadınız, bunun altında başka bir şey var.” dedik, direndik ve en sonunda ihale yapılmak zorunda kaldı. “500 milyon dolar ve yirmi yıllığına verelim.” dediği Atatürk Havalimanı, Sayın Başkan, on beş buçuk yıllığına 2 milyar 925 milyon dolara ihale edildi. Bakın, burada milletin menfaati var, arkadaşlar.

Şimdi, sizin bu yaptığınız yolsuzluğa yol açar bu ülkede, kamu zararına yol açar. Ya, ben anlamıyorum, şimdi, eğer bu burada geçerse yani buna oy veren millet milletvekilleri, Cumhur İttifakı milletvekilleri çocuklarının yüzüne nasıl bakacak? Yani apaçık bir yolsuzluğun önü açılıyor, arkadaşlar, burada. Biz demiyoruz ki: “Bunlar verilmesin.” Burada özelleştirme karşıtlığından değil. “Ya, bir gerekçesini söyleyin.” diyor. Bak, şu ana kadar, bir tane gerekçe söylenmedi. En yakın süresi bitecek olana beş yıl var. Ta 2054’te süresi bitecek olanı bile bugün bir yağmalama zihniyetiyle ihale yapmadan niye veriyoruz arkadaşlar? Ne deniliyor? “Efendim, 2 tane şirket bedel tespiti yapacak.” diyorlar.

Ya, biz bunları biliyoruz. Şirkete “10 lira yaz.” dersen, 10 lira yazar, “20 lira yaz.” dersen, 20 yirmi lira yazar. Esas ihale niye var bu memlekette? Bütün dünya niye ihale yapıyor? Bunlar bizim varlıklarımız, bunlar bu ülkenin varlıkları; bunlar bizim çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız.

Bakın, bu uzatmadan sonra ne olacak biliyor musunuz? Tekirdağ Limanını 2067’ye kadar uzatmış oluyoruz. Zaten daha yakınlarda sözleşmesi yapılmış, tekrar bir kırk dokuz… 2067 yılına kadar uzatmaya bizim ne hakkımız var ihalesiz bir şekilde? Dolayısıyla, bakın, bunlar zaten yarın kanundan da döner, hukuktan da döner. Bu iktidar bir gün değişir, bugün değişmezse yarın değişir ve bu sözleşmenin hepsi iptal edilir; iptal edilmesi de gerekir çünkü burada apaçık bir şekilde hukuksuzluk vardır, yolsuzluk vardır.

Benim AK PARTİ’li arkadaşlardan istirhamım şu, millet adına istirhamım şu: Lütfen, bu maddeyi geri çekin. Burada milletin menfaati yok. Burada 3-5 tane firmayı kayırmadan başka bir şey yok. Bir de tabii ne var? İşletme devir hakkı var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu